Podcast – Tıpta Dev Adım

Bu bölümde tıpta, özellikle kanser tansnda gerçekten çığır açmaya başlayan önemli yeni bir metotdan, sıvı biopsy’den bahsediyorum.

Bildiğiniz gibi vudcudumuz milyarlarca hücreden oluşuyor. Ve her bir hücrenin kumanda merkezi dediğimiz çekirdeğinde ise DNA bulunuyor. Bizi biz yapan işte bu DNA da gizli olan bilgi. Kaşımızın gözümüzün rengi, burnumuzun şekli veya boyumuz hatta kişilik özelliklerimizin ne olduğu bilgisi işte bu DNA da saklı.

Podcastiminin 102. Bölümünde kanserden bahsederken kanserin aslında bir genetic hastalık olduğunu ve kansere DNA’da ortaya çıkan ve mutasyon adını verdiğimiz değişikliklerin neden olduğunu anlatmıştım. Ayrıca hepsine aynı ad verilse de kanserlerin birbirlerinden önemli derecede farklılık gösterdiğini örneğin akciğer kanserine neden olan DNA bozuklukları ile kadınlarda meme kanserine neden olan mutasyonların farklı olduğundan bahsetmiştim.

Bu farklılıkların bilinmesi tedavi açısından son derce önemli. Çünkü artık tıpta aynı hastalığa yakalanmış hastalara aynı tedavinin uygulandığı klasik yöntem yerini kişisel tıp adını verdiğimiz ve kişilere özel tedaviye bırakıyor. Kişisel tıp uygulamasında, kanser tedavisi için önce hastanın DNA’sında ne tür bozukluklar olduğu belirleniyor ve ona göre bir tedavi yöntemi geliştiriliyor.

Bugüne kadar yapılan kanser araştırmaları sonucu genelde pek çok kanser türüne DNA’daki hangi bozuklukların neden olduğu biliyoruz. Ve bu bilgi her geçen gün giderek artıyor. Yine tıp alanında moleküler düzeyde yapılan araştırmalar sonucu, bu genetic bozuklukların bazıları için özel ilaçlar dahi geliştirildi.

Bu örnekte de görüldüğü üzere hastaların kansere neden olan hangi genetik bozuklukları taşıdıklarının belirlenmesi kişisel tıpta anahtar rol oynuyor. Bu konuda en yaygın olarak “biyopsi” adını verdiğimiz metod kullanılıyor. Hastanın tümör dokusundan küçük bir parça alınarak laboratuvarda inceleniyor. Bu testler sonucu öncelikle büyümenin kanser olup olmadığı ve eğer kanser ise ne tür kanser olduğu belirleniyor. Ancak klasik biyopsinin önemli devavantajları var. Öncelikle invasive dediğimiz, vücuda bir şekilde girmeyi yani ameliyatı gerektiren bir işlem. Söz konusu organın ne olduğu ve büyümenin yeri de biyopsiyi önemli ölçüde etkiliyor. Maalesef biyopside değişik nedenlerle yaşamını dahi kaybedenler oluyor. Tümörün olduğu dokuya bağlı olarak risk değişiyor. Kitlenin bulunduğu organa göre genel anestezi gerekebiliyor ki bu risk taşıyor veya ana damarlara yakın bir yerden parça alınması gerekebiliyor. Hastanın damar problemi varsa komplikasyon olma ihtimali artıyor. Beyin tümörleri gibi bazı tümörlerde biyopsi yapmak dahi başlı başına bir sorun olabiliyor.

İşte bugünkü podcastimize konu olan sıvı biyopsi bu konuda çok önemli bir gelişme, ve klasik biyopsinin dezavantajlarını ortadan kaldırıyor. Çünkü test, hastadan alınan birkaç mililitre kanda gerçekleşiyor.

“Bahri Karaçay ile Bilim” Podcastini akıllı telefonunuzla dinlemek ve her eklenen yeni bölümün otomatik olarak telefonunuza gelmesini isterseniz lütfen aşağıdaki ikonları kullanarak abone olun;

Apple platformu ullanıcıları;
Podcast Apple

 

 

Android platformu kullanıcıları;

Podcast Stitcher